fbpx

Herhangi bir girişimin mobil uygulamasını başarılı kılmak için yapması gerekenlerin başında, çok sayıda farklı cihazla uyumluluğun yanında, bu uygulamaların kişiselleştirilmiş ve sorunsuz kullanıcı deneyimi sunuşuna gösterdiği önem de gelir.

Bu doğrultuda, oluşturulan test stratejilerinin olabildiğince etkili olması önemlidir. İstenen etkiyi yakalayabilmek ve doğru stratejik yaklaşımı uygulayabilmek için, mobil test konusunu şekillendiren trendlere hakim olmakta fayda var.

1. Güvenlik konusunda yoğunlaşan hassasiyet

Çoğu kullanıcının mobil cihazlarında depoladığı kişisel ve hassas bilgiler, finansal sahtecilik ve kimlik hırsızlığında kullanılmaya müsaittir. Bunun yanında, şirketler, çalışanlarının işle ilgili hassas bilgilere mobil cihazlar üzerinden ulaşmasına da imkan tanır. Tüm bunlar bilinmesine rağmen, örneğin Gartner’ın raporuna göre, 2015 yılı boyunca kullanılan mobil uygulamaların %75’i temel güvenlik testlerinde başarısız olmuştur. Bu ve bunun gibi örneklerin gösterdiği gibi, kapsayıcı ve detaylı mobil güvenlik testleri tüm organizasyonlar için kaçınılmaz hale gelmiştir.

2. Big data kullanımı

Fazla uzun olmayan bir zaman aralığında, big data (büyük veri) neredeyse tüm endüstrilerin vazgeçilmez bir parçası oldu. Artık çok sayıda endüstri, kritik kararlar almakta kullanacağı içgörüyü big data aracılığıyla toplama yoluna gidiyor. Toplanan bilgi aynı zamanda, iş süreçleri, ürün talepleri, kullanıcı tercihleri gibi konularda kritik bilgilere ulaşmak amacıyla analiz ediliyor. Artan bu önem, işletmelerin kullanıcılarına daha büyük verilere ulaşım ve bu verileri kullanım imkanı sunmasını gerekli hale getiriyor. QA profesyonellerinin de, big data bağlantılı uygulamaların testlerini daha efektif hale getirmek için çalışmaları gerekiyor.

3. Mobil ödeme

E-ticaret gibi mobil ödeme de artık olmazsa olmaz bir hal aldı. İşletmeler, karlılıklarını ve gelirlerini arttırmak için kişiselleştirilmiş mobil e-ticaret uygulamalarını kullanıma sokuyorlar. Bunun yanında, her gün daha fazla kullanıcı Apple Pay, Google Pay gibi mobil ödeme hizmetlerini kullanıyor. Tüm bunlar, uygulamaların kullanıcıların işlemlerini olabilecek en güvenli şekilde gerçekleştirmesini sağlama zorunluluğunu beraberinde getiriyor. Mobil testler gerçekleştirilirken, performans, güvenlik ve kullanılabilirliğin bütünlüklü olarak ele alınması gerekiyor.

4. Sesle komut

Ses tanıma ve sesle komut teknolojileri günden güne hızla gelişiyor. Kullanıcılar artık, manuel kullanımdan ziyade verdikleri sesli komutlarla çok sayıda işlemi yapabilecek durumdalar. Uygulamaların sesli komutla uyumluluğu, test ederken düşünülmesi gereken yeni bir kapı açıyor.

5. IoT (Internet of Things)

IoT’nin etki alanı genişledikçe, web uygulamalarının ve mobil uygulamaların kullanımı üstündeki etkisi de artıyor. İşletmelerin, farklı akıllı cihazlarla entegre çalışabilecek uygulamalar geliştirme zorunluluğu da bu doğrultuda yükseliyor. Bunun yanında, kullanıcıların artan beklentileri, bu entegrasyonun tamamen pürüzsüz olması gerekliliğini ortaya çıkarıyor. Yapılan testlerin, uygulamanın connected device’lar ile olan entegrasyonunu da kapsaması gerekiyor.

6. Mobil cloud platformlarının kullanımı

Mobil uygulamaları birçok farklı cihazda test etme zorunluluğu, işletmelerin bu cihazların hepsi için ayrı ayrı satın alım yapmasını gerektirebiliyor. Bu noktada mobil cloud platformaları, test edenlerin uygulamanın farklı cihazlardaki performansını görmesini sağlayarak, ayrı satın alımlar yapma zorunluluğunu ortadan kaldırıyor. Bu platformlar üzerinde oluşturulan kişiselleştirilmiş test ortamları, şirketlerin zamandan ve paradan tasarruf etmesini sağlıyor.

 

Kaynak: Tecordeon