fbpx

Birbirleriyle yakın çalışma içinde olan ekip üyeleri, üzerinde çalıştıkları işin özellikleri ya da sürdürdükleri teknik yaklaşım konusunda son derece hemfikirmiş gibi görünüp, bundan da fazlasıyla memnun olabilirler. Ancak, kendini ekibin diğer üyeleriyle hemfikir olmaya zorlama durumu zaman içinde bireysel bakış açılarının tamamen yok olmasına neden olur.

Toplantılarda çok kolaylıkla ve hızla alınan kararlar, bu görüşmelerde kimseden ses çıkmayışının herkesin aynı fikirde olduğu şeklinde değerlendirilmesi, ekibin grup olarak düşünmeye alıştığının göstergesidir ve bu durum groupthinking seviyesine evrildiğinde bireysel düşüncenin kaybı anlamına gelir.

Groupthinking (grup düşüncesi), 1971 yılında Irving Janus isimli ünlü psikolog tarafından ortaya konan bir ‘grup dinamikleri’ teorisidir. Janus bu kavramı, bazı grupların anlaşmazlığı ve sürtüşmeyi ortadan kaldırmak adına bir fikri yeterince değerlendirmeksizin kabul etmesi olarak tanımlar.

Agile ekiplerinin doğası ve dinamikleri, bireysel düşünceyi arka plana itmelerine müsaittir. Bu ekipler çoğunlukla, parçası oldukları daha büyük bir ekipten ayrışmış durumda olurlar. Bu izolasyon, ekiplerin öğrenme, uygulama süreçlerini kolaylaştırması ve dış etkenlere kapalılık açılarından fayda sağlasa da, zaman içinde ekibin farklı görüşlere ve düşüncelere kapalı bir hal almasına da yol açabilir.

Bu tip düşünce yapısının en sık rastlanan örnekleri, gerçekçi olmayan zamansal tahminler, fikirlere karşı kolektif rasyonalizasyon ve toplantılar esnasında başvurulan otosansür, fikrini söylemekten geri durma refleksidir. Ekip bir süre sonra, kendi dışındaki herkesin hatalı olduğunu, yalnızca kendilerinin doğru yolda olduğunu düşünmeye başlar.

Agile geliştirme ekipleri için sorun yaratma potansiyeli olan groupthinking konusuna şu 3 ana eksen etrafında çözüm getirilebilir.

  • Ekip üyelerinin bireysel yaklaşımı

Bireylerin kendi yargılarını daha net olarak anlamlandırmaya çalışmaları, grup düşüncesine kapılıp kendi düşündüklerini dillendirmekten kaçınıp kaçınmadıklarını görmelerini kolaylaştırabilir. Ekipler, kendi içlerinde bu türden farkındalığın oluşmasını sağlayacak bir organizasyona gitmeleri halinde, bireysel görüşlerin hasır altı edilmesini zorlaştırabilirler.

  • Takımın rolü

Ekiplerin kendi iç organizasyonlarıyla bu konuya çözüm getirmelerinin yolu, ekipte şeytanın avukatlığını yaparak, dillendirilen fikirlerin ya da alınan kararların olası negatif getirilerini dile getirecek birini belirlemekten geçebilir. Daha baskın karakterlerin, diğerlerini kendi fikirleri doğrultusunda yönlendirme ihtimali kuvvetli olduğundan, bu rolü birinin üstlenmesi, istisnasız tüm fikirlerin değerlendirilmesi açısından önem taşır.

  • Yöneticinin rolü

Yöneticiler, groupthinking’in bireysel düşünceyi duyulmaz hale getirmesi riskinin önüne Containers, Differences, Exchanges (CDE) adı verilen teoriyi kullanarak geçebilirler. Burada adı geçen container, sistemin sınırlarını temsil eder. Agile ekipleri bağlamında bu, birlikte çalışılan fiziksel alan ve şartlardır. Difference, ekibin içindeki üyelerin farklılıklarını ele alma biçimini ifade ederken, exchange ekibin kendi içinde ve dışardaki etmenlerle iletişimini ifade eder.

Yöneticiler, gözlemleri üzerinden sorunun kaynağını belirledikten sonra, bu faktörlerden herhangi biri üzerinde değişiklik yapabilirler. Örneğin, ekibe farklı karakter özelliklerine sahip yeni bir teknik eleman eklenerek difference kavramı üzerinde istenen değişim sağlanabilirken, bütçe ya da zaman konusuyla ilgili yapılan değişiklikler takım içi ve dışı iletişimi yani exchange adımını değiştirebilir. Bu değişimlerden beklenen, ekibin toplu olarak geliştirdiği düşünce biçiminin, bireysel düşünceyi etkilemesini ya da bastırmasını önlemektir.

Kaynak: TechBeacon