Yazılım geliştirme projelerinde, işleri kolaylaştıran ve süreç için gerekli olan bazı diyagramlar bulunur. Diyagramlar, yazılım projelerindeki temel gereksinimler arasında yer alır. Yazılım yaşam döngülerinde kullanılan diyagramlardan biri olan use case, UML’nin 9 diyagramından biridir. Bu yazımızda Use case ve use case diyagramı hakkında merak edilen detayları sizlerle paylaşacağız.
İş analizi çalışmalarında kullanılan en önemli tekniklerden biri use case-kullanım senaryosudur. Geliştirme döngüsündeki aşamalarda ve gereksinimlerin toplanmasında iş analistlerine yardımcı olur. Analistler için sistemi anlamak, kullanıcıların ürünle ve sistemle olan ilişkisini düzenlemek bazı durumlarda zor olabilir. Use case ve use case diyagramları, ürün veya ürün aktörlerin sistem ile olan etkileşimini analistlere gösterir, nasıl bir yol izlemesi gerektiği hakkında fikir edinmesini sağlar.
Use case, sistem tarafından gerçekleştirilen ve paydaşlara değer sağlayan eylemlerdir. Bir yandan paydaşların taleplerine yanıt verirken diğer bir yandan sistemin farklı koşullardaki davranışlarını incelemeyi sağlar. Use case, yazılım ve sistem mühendisliğinde belirlenen hedefe ulaşmak için, roller ile sistem arasındaki etkileşimi tanımlayan adımları oluşturur.
Use case-kullanım senaryosu ile sistemdeki olayların akışını anlamak kolaylaşır. Kullanım senaryosu, iş analistliğinde oldukça önemli bir konumda yer alır. Sisteme ve kişilere sağladığı avantajları şu şekilde sıralayabiliriz:
Use case, kullanıcıya değer katmak için sistemde yapılması gereken değişiklikleri görmeye yardımcı olur.
Kullanım senaryolarının yazılması ve bu senaryoların okunması diğer gereksinim yöntemlerine göre oldukça kolaydır.
Use case, sistem geliştiricilerini ve ekipte yer alan kişileri, kullanıcının tarafından bakmasını zorunlu kılar. Bu durum kullanıcıları anlayarak daha işlevsel bir sistem oluşturmayı sağlar.
Use case, kullanıcının gereksinim süreci içerisinde yer almasını sağlar.
Use Case-Kullanım Senaryosu Diyagramı
Kullanım senaryosu diyagramı, iş analistlerinin sık sık kullandığı bir diyagram türüdür. Tablo halindeki analiz çalışmalarına katkı sağlar. Use case diyagramı, görsel aktarımlar sayesinde ekip içerisindeki iletişimi besler ve konunun daha kolay kavranmasını sağlar. Kullanım senaryosu diyagramı, sistem ile etkileşim içerisinde olan aktörlerin ilişkilerini tanımlayarak, çözüm yollarını görsel bir şekilde tasvir eder.
Kullanım senaryosu diyagramının başarılı bir şekilde oluşturulması için, uygulanması gereken bazı faktörler bulunur. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:
İsim: Kullanımı senaryosuna amacını tanımlayan bir isim verilmelidir. Genellikle aktör eylemlerini tanımlayan bir fiil veya eylemin hedefini açıklayan bir isim kullanılır.
Amaç: Kullanım senaryosunun ne yaptığını açıklanır. Kullanım senaryosunun özeti olarak düşünülebilir.
Aktör: Çözümle iletişim halinde olan sistem veya kişilerdir. Kullanım senaryosundaki tüm aktörler sıralanır.
Ön Koşul: Kullanım senaryosundaki hedeflenen koşulların tamamı listelenir.
Olay Akışı: Sistem ve aktör arasındaki etkileşimleri tanımlar. Olay akışı, kullanım senaryosunun yürütülmesi sırasında aktör ve çözüm tarafında gerçekleştirilen adımları kapsar.
Tetikleyici: Kullanım senaryosunda olay akışını başlatan olaya tetikleyici denir. Genellikle birinci aktör tarafından gerçekleştirilen bir eylemdir.
Son Koşullar: Use case tamamlandıktan sonra sistemin son durumu kontrol edilir. Son koşullar, hem öncelikli hem de diğer alternatif akışlar dahil olmak üzere, kullanım senaryosunda her şeyin tamamlanmış olması için belirlenir.
Bu yazımızda use case hakkında merak edilen detayları ele aldık. Daha fazlası hakkında bilgi almak için diğer içeriklerimize göz atabilirsiniz. RDC Partner olarak internet, telekomünikasyon ve kurumsal sınıf çözümleri aracılığı ile yüksek kalitede dijital hizmetler sunuyoruz. Yazılım çözümlerimizden faydalanmak, ürün ve hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilmek için sitemizi inceleyebilir ya da iletişim kanallarımızdan birini kullanarak bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Modelleme dili, yapıların ve modellerin tasarımını, inşasını ve düzenlenmesini sağlayan bir bilgisayar dilidir. Belirli aşamaların birbirini takip ettiği bu dil, yapay dille birçok konuda benzerlik gösterir. Modelleme dili, tasarımsal ve metinsel alanda bilgisayar bilimi ve mühendisliği alanında yapılan çalışmalarda kullanılır. Geliştiriciler birçok yazılım, sistem, cihaz ve ekipman modellerini modelleme dili ile tasarlar.
Modelleme dili genel olarak metinsel ve grafiksel olarak 2 kısımdan oluşur. Ancak, kullanım alanlarının farklılığı nedeniyle 4 kategoride incelenir. Bunlar: sistem modelleme dili, nesne modelleme dili, sanal gerçeklik modelleme dili ve veri modelleme dilidir. Bu yazımızda grafiksel modelleme dilleri olan, sistem ve nesne dillerini kapsayan birleşik modelleme dili (UML) hakkında merak edilen detayları ele alacağız.
Unified modelling language kelimelerinin baş harflerinden oluşturulan UML, Türkçede birleşik modelleme dili anlamına gelir. Bir sistemin tasarımını görselleştirmek için kullanılan bir bilgisayar dilidir. 1995’te standart bir notasyon sağlamak ve öncü notasyonların en iyi ögelerini seçip birleştirmek için tasarlanmıştır. Karmaşık ve dağıtılmış sistemlerde düzgün yapılar sağlar.
UML, nesne yönelimli yazılım geliştirme süreçlerinde oldukça önemli bir konumdadır. Birleşik modelleme dili kullanmak; proje ekiplerinin iletişim kurmasına, potansiyel tasarımları keşfetmesine ve yazılımın mimari tasarımını doğrulamasına olanak sağlar. UML diyagramları ile tasarlanan bir yazılım projesi, sonrasında herhangi bir programlama dili ile entegre edilebilir. Bu durum bilgisayar ve yazılım mühendisleri arasında ortak bir dil oluşturur ve yazılım geliştirme süreçlerini kolaylaştırır.
Class Diyagramları
Kodlama için kullanılan nesne yönelimli programlama (OOP) dillerinin hemen hemen hepsinde bulunan class diyagramları, nesnelerin türlerini ve nesneler arasındaki çeşitli statik ilişkileri tanımlar. Bu ilişkiler 4 kısımda incelenir. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Generalization/Inheritence (Genelleme/Kalıtım)
Kalıtım veya genelleme, bir sınıflandırıcı ile spesifik bir sınıflandırıcı arasındaki ilişkiye denir. Sınıflandırıcılar arasında güçlü bir bağ vardır; spesifik sınıflandırıcı genel sınıflandırıcının özelliklerini alır. Bu türde nesneler arasında “IS-A” ilişkisi bulunur. Sınıf adı italik olarak gösterilir.
Arayüzlerle sınıflar arasındaki ilişkiyi temsil eder. Kesikli çizgiler kullanılır.
3. Association (Ortaklık)
Sınıflarda en sık gördüğümüz ilişkilerden biridir. Özellikle design patterns yazılımlarında karşımıza çıkar. Bu türde sınıflar arasında “HAS-A” ilişkisi bulunur.
4. Dependency (Toplama ve Kompozisyon)
Toplama ve kompozisyonda sınıflar arasındaki parçalar söz konusudur. Bu türde bir sınıf diğer sınıfın bir parçasıdır. Sınıf yok edildiği zaman, parçaları olan sınıflar da yok olur. Bu tür ilişkilerini “HAS-A” ya da “IS-PART-OF” olarak tanımlayabiliriz.
Sequence Diyagramları
Sequence, Türkçede birbirini takip etme anlamına gelir. Bir yazılım terimi olarak ise birleşik modelleme dili (UML) diyagramı içerisinde, nesnelerin birbiriyle etkileşim içerisinde olmalarını ve zaman boyutundaki ilişkilerini tanımlamak için kullanılır. Sequence diyagramlarında, nesnelerin birbiriyle olan ilişkileri zamana bağlı olarak ele alınır. Burada belirtilen zaman kavramı, birbirini takip etme ve bu takiplerin belirlenen zaman dilimleri içerisinde olmasını ifade eder. Sequence diyagramı; nesneler (objects), mesajlar (messages) ve zaman çizelgesi (timeline) olmak üzere 3 temel unsurdan meydana gelir.
Bu yazımızda modelleme dili hakkında merak edilen detayları ele aldık. Daha fazlası hakkında bilgi almak için diğer içeriklerimize göz atabilirsiniz. RDC Partner olarak internet, telekomünikasyon ve kurumsal sınıf çözümleri aracılığı ile yüksek kalitede dijital hizmetler sunuyoruz. Yazılım çözümlerimizden faydalanmak, ürün ve hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilmek için sitemizi inceleyebilir ya da iletişim kanallarımızdan birini kullanarak bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Tasarım odaklı düşünme anlamına gelen design thinking, problemleri yaratıcı ve yenilikçi bir şekilde çözebilmek amacıyla geliştirilen düşünce modelidir. Design thinking, edebiyat, sanat, müzik, bilim, mühendislik ve iş dünyasında; kısacası hayatın her alanında yenilikçiler tarafından kullanılır. İnsanı merkeze alan bu düşünce sistemi, dünyanın önde gelen şirketleri tarafından kullanılır ve Harvard, Stanford gibi sayılı üniversitelerde anlatılır. Peki tasarım odaklı düşünme nedir? Tasarım odaklı düşünme nasıl uygulanır, aşamaları nelerdir? Tasarım odaklı düşünmenin özellikleri nelerdir? Yazımızda bu konular hakkında merak edilen detayları sizlerle paylaşacağız.
Tasarım odaklı düşünme, farklı bakış açıları kazanarak problemlere çözüm odaklı fikirler üretmeyi amaçlayan bir metodolojidir. Tasarım odaklı düşünen bir kişi, bir sorunla karşılaştığında, göze çarpan ilk çözüm yolu ile hareket etmeden önce görünür olmayan düşüncelere odaklanarak, alternatif stratejileri ve çözümleri bulmaya çalışır. Bu sayede her konu ve olayla ilgili, yaratıcı ve yenilikçi çözümler üretebilir.
Tasarım Odaklı Düşünme Nasıl Uygulanır?
Tasarım odaklı düşünme, kullanıcıları daha iyi anlamak için ekiplerin yaratıcı ve analitik becerilerini kullanmasını sağlayan bir problem çözme çerçevesidir. Kötü tanımlanmış problem veya problemin çözülmesinde kullanılan yetersiz fikirler, sorunları çözme aşamasında sağlıklı sonuçlar getirmez.
Tasarım odaklı düşünme hem iş dünyasında yazılımda hem de kişisel hayatta, belirli aşamaları takip ederek tüm sorunlarınıza etkili çözümler üretebilmenizi sağlar. İnsanların sığ düşüncelere bağlı kalmadan; yeni bir şeyler denemesine, bunların nasıl çalıştığını görmesine ve çözüme ulaşmak için denemeler yapabilmesine olanak sağlar. Bireylerin tasarım odaklı bir gelecek inşa ederek, hayata olan bakış açılarını genişletebilmesine yardımcı olur. Tasarım odaklı düşünmeyi hayatınıza uyarlayabilmek için aşamalarını takip etmeniz yeterli olacaktır.
Tasarım Odaklı Düşünme Aşamaları Nelerdir?
Tasarım odaklı düşünme 5 aşamadan oluşur. Bu aşamaları şu şekilde sıralayabiliriz:
Kullanıcıların ihtiyaçlarını araştırın.
Empati yapmak, tasarım odaklı düşünme çözümleri için önemli bir başlangıçtır. Her zamanki gibi ilk önce kendinize ve yaptığınız işe odaklanmadan, önce kullanıcının bakış açısından düşünerek nelere ihtiyaç duyabileceklerini araştırın. Tüketicinin isteklerini anlamak, onların ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir iş modeli oluşturmak için çok önemlidir.
Kullanıcılarınızın ihtiyaçlarını ve sorunlarını belirleyin.
Birinci aşamada topladığınız bilgilerden yola çıkarak kullanıcı ihtiyaçlarını ve sorunlarını belirleyin. İş modelinizi bu ihtiyaç ve sorunlar doğrultusunda düzenlemek için neler yapabileceğinizi düşünün.
Fikir üretin.
Bu aşamada problemlere odaklanarak, yaratıcı ve yenilikçi fikirler üretmeye çalışmalısınız. Tasarım odaklı düşünmede fikir üretme aşamasında, yenilikçi fikirlere ulaşmaya çalışmalısınız.
Çözüm oluşturun.
İzlemeniz gereken yollar için etkili çözümler oluşturun. Bu çözümleri düzenleyerek neyi, nerede yapmanız gerektiğini iyi belirleyin.
Oluşturduğunuz çözümleri test edin.
Oluşturduğunuz çözümleri bir şekilde kullanıcıya ulaştırarak, çözümler hakkında neler düşündüklerini öğrenmeye çalışın.
Tasarım odaklı düşünme sezgisel ve doğaldır. Bu düşünme sistemini anlamak için kalıplara gerek duyulmaz. Tasarım düşüncesini, yaratıcı yönünüzü geliştirmenin ve fikirlerinizi organize etmenin bir yolu olarak düşünebilirsiniz. Bu sayede daha güçlü ekiplerle, daha gelişmiş bir tasarım ortamı inşa ederek tasarımcıların güvenini artırabilirsiniz.
Bu yazımızda sizler için tasarım odaklı düşünme hakkında merak edilen detayları ele aldık. Daha fazlası hakkında bilgi almak için diğer içeriklerimize göz atabilirsiniz. RDC Partner olarak internet, telekomünikasyon ve kurumsal sınıf çözümleri aracılığı ile yüksek kalitede dijital hizmetler sunuyoruz. Yazılım çözümlerimizden faydalanmak, ürün ve hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilmek için sitemizi inceleyebilir ya da iletişim kanallarımızdan birini kullanarak bizimle iletişime geçebilirsiniz.
İş dünyasında geliştirilen yenilikçi teknolojiler ile takımların da ürün geliştirme şekilleri değişmiştir. Scrum, değişen ürün geliştirme şekilleri arasında en yaygın olarak kullanılan metotlardan biridir. Projeyi küçük parçalara ayırarak yönetmeyi öneren bu sistem, karmaşık yazılım projelerinde başarı oranını yükseltmek için oluşturulmuştur. Agile yazılım geliştirme çatılarından biri olan Scrum’da, ekibe liderlik yapan kişiye Scrum Master denir. Peki Scrum Master ne yapar, özellikleri nelerdir? Scrum Master’ın görevleri nelerdir? Scrum Master kimlere karşı sorumludur? Yazımızda bu konular hakkında merak edilen detayları sizlerle paylaşacağız.
Scrum Master, bir projede başarıya ulaşmak için ekipteki kişilerin arasındaki iletişimi ve iş birliğini sağlar. Bazı takımlarda tek bir Scrum Master bulunurken bazı takımlarda ise farklı rollerde Scrum’u yöneten takım üyeleri bulunur. Günlük olarak gerçekleştirilen toplantılarda Scrum Master, kişilerin neler yaptıklarını ve neler yapacaklarını tartışabileceği bir ortam yaratmaya çalışır.
Scrum Master Özellikleri Nelerdir?
Scrum Master, sorumluluk ve yetkinin ekip içerisinde yayılmasını sağlayan kişidir. Bu nedenle takım içerisinde işlerin hızlı ve sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için Scrum Master’ın sahip olması gereken bazı özellikler vardır. Bu özellikleri şu şekilde sıralayabiliriz:
Koç: Ekibe Scrum ilkeleri konusunda bilgiler vererek rollerine hâkim olmalarını sağlar.
Kolaylaştırıcı Olmak: Scrum toplantılarını ekip için kolay hale getirmeye çalışır.
Danışman: Ekibin tamamında yer alan kişilerin sorunlarını dinleyerek çözüm üretmeye çalışır.
Scrum Değerlerini Yansıtma: Açıklık, odaklanma, saygı, bağlılık ve cesaret değerlerini temsil eder.
Durumsal Liderlik: Scrum Master’lar ekip için yönetici pozisyonunda değil; mütevazi bir lider pozisyonunda yer alırlar.
Scrum Bilgisi: Scrum Master, Scrum bilgilerini ekiplerle paylaşarak herkesin öğrenmesi için çaba gösterir.
Scrum Master’in Görevleri Nelerdir?
Scrum Master, Scrum’un takım için etkili ve faydalı olması için takımın doğru yol haritalarını izlediğinden emin olan kişidir. Scrum Master; Scrum yapısında deneyimli, işleri kolaylaştıran ve düzenleyen bir takım üyesidir. Bu kişinin görevleri arasında Scrum Master yapısını tüm takımlara ve üyelerine benimsetmek, takımların üretkenliğini artırmak, takım içi koordinasyonu sağlamak, süreci hızlandırmak ve ilerletmek, üyelerin iletişimde kalmasını sağlamak ve projenin başarıya ulaşması için ortaya çıkan sorunların çözmeye çalışmak gibi durumlar yer alır.
Kimlere Karşı Sorumludur?
Scrum master, yer aldığı projede product owner ve development team’e karşı bazı sorumlulukları bulunur. Scrum Master, Development Team’e rehberlik ederek takım içerisindeki iletişimi güçlü tutmaya çalışır. Scrum Master’ın Development Team’e karşı olan sorumluluklarından bir diğeri ise takımın önündeki engelleri kaldırarak çalışmalarına devam etmesini sağlamaktır. Sorunları kendisi tek başına çözemese bile başkalarına yardım alarak mutlaka çözer. Tüm bunların yanı sıra Development Team’ın Agile dönüşümüne, organize olmalarına ve üretim süreçlerine yardımcı olur.
Bu yazımızda sizler için Scrum Master hakkında merak edilen detayları ele aldık. Daha fazlası hakkında bilgi almak için diğer içeriklerimize göz atabilirsiniz. RDC Partner olarak internet, telekomünikasyon ve kurumsal sınıf çözümleri aracılığı ile yüksek kalitede dijital hizmetler sunuyoruz. Yazılım çözümlerimizden faydalanmak, ürün ve hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilmek için sitemizi inceleyebilir ya da iletişim kanallarımızdan birini kullanarak bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Türkçede nesne yönelimli programlama anlamına gelen OOP; yazılım tasarımlarını, işlevsel ve mantıksal boyuttan farklı olarak sınıflayan ve nesneler etrafında organize eden bir bilgisayar programlama modelidir. Nesne, benzersiz niteliklere ve davranışa sahip bir veri alanı olarak tanımlanabilir. Nesne yönelimli programlama, bir yazılım programında nesnelerin tek tek örneklerini oluşturmak için kullanılan, basit ve yeniden kullanılabilir sınıflar halinde yapılandırmak için kullanılır.
OOP; büyük, karmaşık ve aktif olarak güncellenen programlar için uygundur. Başta JavaScript, C++, C#, Java ve Python olmak üzere günümüzde kullanılan birçok nesne yönelimli programlama dili vardır. Nesne yönelimli bir programın organizasyonu, projelerin gruplara ayrıldığı işbirlikçi yöntem için fayda sağlar. Günümüz dijital dünyasında, bu programlama türünün çok önemli bir konumda yer almasının sebepleri arasında; yazılan kodun yeniden kullanılabilirliği, ölçeklenebilirliği ve verimliliği vb. gibi kodlama için değerli olan özellikler yer alır.
OOP’de ilk adım, programcının manipüle etmek istediği tüm nesneleri toplayarak bunların birbiri ile olan ilişkilerini belirlemektir. Bu aşamaya veri modelleme denir. Nesne örnekleri, isim ve yaş gibi insan özelliklerinden, widget’lar gibi küçük bilgisayar programlarına kadar değişebilir. Her nesne, içerdiği veri türü ve nesneyi değiştirebilecek herhangi bir mantık dizisini tanımlayan bir nesne sınıfıyla etiketlenir. Nesneler için farklı mantık dizileri geliştirilebilir, geliştirilen her dizi bir yöntem olarak bilinir. Nesneler, mesaj olarak adlandırılan, iyi tanımlanmış ara yüzler ile iletişim kurabilir.
Nesne yönelimli programlamayı kavrayabilmek için öncelikle iyi anlamanız gereken bazı kavramlar vardır. Bu kavramları şu şekilde sıralayabiliriz:
Sınıflar: Programlamada sınıf kavramı, somut nesneler oluşturmak için soyut planlar kullanma anlamına gelir.
Nesneler: Gerçek dünyadaki nesnelere veya soyut bir varlığa karşılık gelen sınıf örnekleridir.
Yöntemler: Herhangi bir nesnenin davranışlarını tanımlayan işlevlerdir. Program geliştiricileri, nesne içinde yeniden kullanılabilirlik ve işlevsellik özelliklerini sağlamak için yöntemleri kullanır.
Nitelikler: Sınıf şablonunda tanımlanan ve bir nesnenin durumunu ifade eden unsurlardır. Nesneler, nitelik alanında depolanan verilere sahip olacaktır. Sınıf nitelikleri ise sınıfın kendisine aittir.
Design Pattern (Tasarım Kalıpları) Nedir?
Design pattern(tasarım kalıpları), nesne yönelimli yazılım geliştiricileri tarafından kullanılan uygulamalardır. Tasarım kalıpları, yazılımda ortaya çıkan sorunlara genel çözüm sağlamak amacıyla kullanılır. Design pattern, farklı durumlara da kullanılabilen, bir sorunun nasıl çözüleceğine dair bir açıklama veya şablondan oluşur.
Tasarım kalıpları, test edilmiş ve kanıtlanmış geliştirme paradigmaları sağladığı için geliştirme sürecini hızlandırır. Etkili yazılım tasarımı, uygulamada sonradan görünmeyecek konuların dikkate alınmasına özen gösterir. Tasarım kalıplarının tekrar tekrar yeniden kullanılması, büyük sorunlara neden olabilecek küçük sorunları önlemeye yardımcı olur ve kod okunabilirliğini artırır.
Belirli yazılım tasarım teknikleri, sadece bazı sorunlara uygulanabilir. Bu tekniklerin daha geniş problemlere uygulanması imkânsız denecek kadar zordur. Kısaca design pattern (tasarım kalıpları), belirli bir soruna bağlı, özellikler gerektirmeyen bir biçimde yalnızca genel çözümleri sağlayabilir.
Yazılımda Neden Tasarım Desenleri Tercih Edilir?
Yazılımda tasarım desenlerinin tercih edilmesinin birçok nedeni vardır. Tasarım desenleri geliştiricilere, yazılımları için birçok avantaj sağlar. Tasarım kalıpları, nesne yönelimli yazılımı desteklemek için en iyi uygulama yaklaşımını sunar. Tasarım desenleri yazılımda, en iyi uygulamaları ve yapıları sağlar.
Tasarım kalıplarının en önemli avantajlarından biri, yaygın bir soruna kanıtlanmış ve güvenilir çözüm sağlamasıdır. Bu nedenle yazılım geliştiricileri bir sorunla karşılaştığında, yazılımın tamamıyla değil; sadece sorunlu bölgesinde çalışmalar yapabilir.
Tasarım desenleri birçok türde sorunun çözmek için değiştirilebilir. Yani tek bir soruna bağımlı kalmadan diğer sorunların çözümünde de kullanılabilir. Tasarım desenleri, projenin yazılım aşamasında veya sonraki aşamalarında çıkabilecek herhangi sorunlar için kısa ve etkili çözümler sağlar. Tasarım kalıpları, uygun çözüm sağlayarak daha az kod gerektiren bir sisteme sahiptir.
Kısacası tasarım desenleri, geliştiricilerin sorunlar hakkında çözüm bulmasını kolaylaştırır, planlamanın ilk aşamalarında kod okunabilirliğini ve mimarisini iyileştirmeye yardımcı olur. Tüm tasarım kalıpları, doğru bir şekilde kullanıldığında hem geliştirme sürecini hızlandırır hem de hata yapma olasılığını azaltır.
Solid Prensipleri Nelerdir?
Solid prensipleri, nesne yönelimli yazılım geliştirmede kullanılan popüler bir tasarım ilkeleri dizisidir. Solid, 5 temel tasarım ilkesini temsil eden bir kısaltmadır. Bu ilkeler: tek sorumluluk ilkesi, açık- kapalı ilkesi, Liskov ikame ilkesi, ara yüz ayırma ilkesi ve bağımlılığı tersine çevirme ilkesidir. Bu 5 ilkenin tamamı bilgisayar programcıları tarafından yaygın olarak kullanılır ve birçok önemli faydalar sağlar.
Solid prensiplerinin amacı, bir yazılımın sadece bir kısmının diğerlerini etkilemeden değiştirilmesini sağlamak için bağımlılıkları azaltmaktır. Solid prensipleri, bunların yanı sıra tasarımların anlaşılması, sürdürülmesi ve genişletilmesi durumlarını kolaylaştırmayı amaçlar. Bu tasarım prensiplerini uygulamak, bilgisayar ve yazılım mühendislerinin daha az sorunla karşılaşarak; uyarlanabilir, etkili ve güçlü kod dizinleri yazabilmelerine olanak sağlar.
Solid prensiplerini uygulayabilmek için önce bu konu hakkında detaylı bilgi sahibi olmanız gerekiyor. Çünkü; prensipler sağladığı birçok faydanın yanında karmaşık kodlar yazmanıza sebebiyet verebilir. Bu durum tasarım sürecini uzatarak çalışmalarınızı zorlaştırabilir. Ancak ne olursa olsun Solid ilkeleri için fazladan harcadığınız zaman ve uğraşlar, ileride size büyük ölçüde fayda sağlayacaktır. Çünkü bu ilkeler; yazılımın bakımını, test edilmesi ve genişletilmesini çok daha kolay hale getirir.
Solid ilkelerini takip etmek, tek başına tasarım sorunlarını ortadan kaldırmak için yeterli değildir; fakat okunabilirlik, sürdürülebilirlik ve test edilebilirlik için daha iyi kodlar geliştirmeyi sağlar. Bu nedenle ilkeler yazılım dünyasında popülerdir. Tüm yazılım geliştiricilerinin bu ilkelere hâkim olması ve kullanması oldukça önemlidir. Peki Solid prensipleri nelerdir? Tüm Solid ilkelerini detaylı bir şekilde inceleyelim.
Tek Sorumluluk İlkesi – Single Responsibility Principle
Tek sorumluluk ilkesi, her sınıfın veya modülün yazılım işlevselliğinin yalnızca bir bölümünden sorumlu olduğunu belirtir. Her sınıf sadece bir problemi çözmelidir. Bu ilkeyi, kod geliştiricilerinin büyük bir çoğunluğu sınıflarda ve farklı yazılım bileşenlerinde kullanmaktadır. Bu ilkenin doğru bir şekilde kullanılması kodun test edilmesini, bakımını kolaylaştırır ve ilerleyen zamanda yapılacak değişikliklerin oluşturabileceği sorunlardan kaçınmaya yardımcı olur.
Açık-Kapalı İlkesi – Open / Closed Principle
İlk bakışta karmaşık ve zor görünen açık-kapalı ilkesi, doğru anlaşıldığında geliştiriciler için kolay bir hale gelecektir. Bu ilkenin amacı; yazılıma yeni şeyler ekleneceğinde, yalnızca iyi test edilmiş sınıfların değiştirilmesi gerektiğidir.
Liskov İkame İlkesi– Liskov İkame Principle
İkame prensibi, anlaşılması en zor Solid ilkesidir. Bu ilke, türetilmiş her sınıfın kendi ana sınıfının yerine geçmesi gerektiğini belirtir. Liskov ikame ilkesi, üretilmiş sınıfların davranışını değiştirmeden ana sınıfı genişletmesini sağlamanın bir yolu olduğundan; açık-kapalı ilkesinin devamı niteliğinde olduğu söylenebilir.
Ara yüz Ayrıştırma İlkesi -Interface Segragatio Principle
Bu ilkenin temel amacı, büyük ara yüzlerden çok küçük ara yüzlere geçiş yaparak kullanıcı deneyimini artırmaktır. Bu ilkeye göre mevcut bir ara yüzle başlamak ve yeni yöntemler eklemek mantıksızdır. Bunun yerine yeni bir arabirim oluşturarak başlamak ve sonrasında sınıfın gerektiği gibi birden çok arabirime sahip olmasını sağlamak daha etkili bir yol sağlayacaktır. Küçük Ara yüzler, geliştiricilerin katılım yerine kompozisyonu ve birleştirme yerine ayrıştırmayı tercih etmeleri gerektiği anlamına gelir. Bu nedenle geliştiriciler, büyük bir ara güze sahip olmak yerine müşteriye özel birçok ara yüze sahip olmak için çalışmalar yapmalıdır.
Bağımlılığı Tersine Çevirme İlkesi – Dependency Inversion Principle
Bu ilke yazılım modüllerini ayırmak için geliştirilmiştir. Bağımlılığı tersine çevirme ilkesi, sonuçlara değil soyutlamalara dayanılması gerektiğini savunur. Bu ilkeyi kullanmak kodunuzu daha esnek, güçlü ve yeniden uzatılabilir bir hale getirmeye yardımcı olacaktır.
Tasarım desenleri; yaratıcı tasarım desenleri, yapısal tasarım desenleri ve davranışsal tasarım desenleri olmak üzere 3 kategoride sınıflandırılır. Bu 3 tasarım desenini inceleyelim.
Yaratıcı Tasarım Desenleri
Bu tasarım desenleri sınıf somutlaştırma ile ilgilidir. Sınıf oluşturmak, sınıf oluşturma kalıpları ve nesne yaratma kalıpları olarak iki farklı durumda incelenebilir. Sınıf oluşturma kalıpları, örnekleme sürecinde kalıtımı etkin bir şekilde kullanırken; nesne oluşturma kalıpları işi yapmak için yetkilendirmeyi kullanır.
Yapısal Tasarım Desenleri
Bu tasarım desenleri, sınıf ve nesne uyumu ile ilgilidir. Yapısal sınıf oluşturma kalıpları, arabirimleri oluşturmak için kalıtımı kullanır. Bu tasarım deseni yeni işlevsellik kazanmak için nesneleri oluşturmanın yollarını belirtir.
Davranışsal Tasarım Desenleri
Davranışsal tasarım kalıplarının tamamı sınıfın nesne iletişimi ile ilgilidir. Davranış kalıpları, nesneler arasındaki iletişim en özel olarak ilgilenen, yorumlayıcı kalıplarıdır.
Bu yazımızda sizler için OOP, design pattern ve solid prensipleri hakkında merak edilen detayları ele aldık. Daha fazlası hakkında bilgi almak için diğer içeriklerimize göz atabilirsiniz. RDC Partner olarak internet, telekomünikasyon ve kurumsal sınıf çözümleri aracılığı ile yüksek kalitede dijital hizmetler sunuyoruz. Yazılım çözümlerimizden faydalanmak, ürün ve hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilmek için sitemizi inceleyebilir ya da iletişim kanallarımızdan birini kullanarak bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Gereksinim analizi (requirement analysis), bir sistem veya programı tasarlayan yazılım mühendislerinin, kullanıcı ihtiyaçlarını geliştirme sürecinde erken tanımlamalarına olanak sağlar. Zaman, bütçe ve kalite açısından müşterilerin beklentisini karşılayan bir sistem geliştirmelerine yardımcı olur. Gereksinimleri doğru şekilde anlayabilmek için gereksinim analizi yapmak son derece önemlidir. Peki gereksinim analizi nedir? Gereksinim analizi nasıl yapılır? Gereksinim analizinin projedeki rolü nedir, neden önemlidir? Gereksinim analizi aşamaları nelerdir? Gereksinimler nasıl sınıflandırılır? Gereksinim türleri nelerdir? Yazımızda bu konular hakkında merak edilen detayları sizlerle paylaşacağız.
Gereksinim analizi, sistemlerin gerekliliklerini ve çelişkili durumlarını göz önüne alarak yazılımların analiz edilmesidir. Bu analiz ile yazılım gereksinimlerini analiz etmeyi, belgelemeyi, doğrulamayı ve yönetmeyi sağlayabilirsiniz. İhtiyaç analizi olarak da tanımlanan gereksinim analizi, yeni oluşturulan ya da değiştirilen sistemlerin, kullanıcı beklentilerini hangi oranda karşıladığını görmeye yardımcı olur ve bu beklentileri tanımlamaya yardımcı olur.
Gereksinim Analizinin Projedeki Rolü Nedir? Neden Önemlidir?
Gereksinim analizi, projede mutlaka uygulanması gereken analizlerden biridir. Projenin başarılı olabilmesi için gereksinim analizini yaparak, elde edeceğiniz verilerle projenin eksik ve geliştirilmesi gereken yanlarını fark edip, projeyi hayata geçirmeden önce sorunlu kısımlarını düzenleyebilirsiniz. Bu nedenle yazılım mühendisleri, developer’lar, proje yöneticileri ve hatta uzak paydaşlar proje dokümanı hakkında bilgi sahibi olarak; bu projenin getirileri hakkında doğru bilgiye sahip olmalıdır.
Gereksinim Analizi Aşamaları Nelerdir?
Gereksinim analizini 5 aşamada gerçekleştirebilirsiniz. Bir yazılım gereksinimi analizini eksiksiz ve doğru bir şekilde tamamlamak için izlemeniz gereken adımlar şu şekildedir:
Gereksinimlere toplayın.
Gereksinimleri toplamak için kullanıcılarla iletişime geçmeniz gerekir. Gereksinimleri toplama aşamasında kullanıcılarla görüşmeler yapabilir, iş yerinizi gözlemleyebilir ve odak grupları düzenleyebilirsiniz. Topladığınız tüm verilerden yola çıkarak gereksinim belgesini oluşturabilirsiniz.
Gereksinimleri analiz edin.
Bu aşamada yapmanız gereken, gereksinim belgesini kullanarak sistemi değerlendirmektir. Listede yer alan gereksinimlerin çelişkili, eksik veya belirsiz olup olmadığını belirleyebilir ve bu sorunları çözmek için neler yapabileceğinizi araştırabilirsiniz. Bu aşamanın amacı, sistemi gereksinimlerine ayrıştırmak, analiz etmek ve detaylandırmaktır.
Gereksinimlerin kalitesini iyileştirin.
Sıraladığımız kriterleri kullanarak gereksinimlerin kalitesini iyileştirebilirsiniz:
Görselleştirme: Geliştirilen son sistemi daha iyi anlayabilmek için, görselleştirme ve simülasyon gibi araçları kullanın.
Belgeleme: Gereksinimler ve varsayımlar arasındaki ilişkileri belgeleyin.
Şablon kullanımı: Gereksinimleri kolay anlaşılabilir bir şekilde ezberlemek için tutarlı şablonları kullanın.
Gereksinimleri modelleyin.
Sistemin işletmenin ihtiyaçlarına uygun olduğundan emin olmak için UML diyagramı, akış şemaları, grafikler veya modeller kullanarak gereksinimleri modelleyebilirsiniz.
Gereksinimleri belgeleyin ve gözden geçirin.
Gereksinimleri hem yazılım geliştiricilerin hem de kullanıcıların kolay bir şekilde kavrayabilmesi için, bir belgeye kaydedip sonrasında tüm gereksinimleri kontrol etmelisiniz.
Gereksinimler Nasıl Sınıflandırılır?
Gereksinimler, fonksiyonel ve fonksiyonel olmayan gereksinimler olmak üzere iki kategoride incelenir. Fonksiyonel gereksinimler, sistemi kullanacak olan kişilerin sistemden beklediği tüm özelliklerdir. Fonksiyonel olmayan gereksinimler ise uygulamanın işlevselliği ile ilgili olmayan genel yazılım özelliklerini kapsar.
Bu yazımızda gereksinim analizi hakkında merak edilen detayları ele aldık. Gereksinim analizi ve daha fazlası hakkına bilgi almak için diğer içeriklerimize göz atabilirsiniz. RDC Partner olarak internet, telekomünikasyon ve kurumsal sınıf çözümleri aracılığı ile yüksek kalitede dijital hizmetler sunuyoruz. Yazılım çözümlerimizden faydalanmak, ürün ve hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilmek için sitemizi inceleyebilir ya da iletişim kanallarımızdan birini kullanarak bizimle iletişime geçebilirsiniz.
We use cookies on our website to give you the most relevant experience by remembering your preferences and repeat visits. By clicking “Accept All”, you consent to the use of ALL the cookies. However, you may visit "Cookie Settings" to provide a controlled consent.
This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. These cookies ensure basic functionalities and security features of the website, anonymously.
Cookie
Duration
Description
cookielawinfo-checkbox-analytics
11 months
This cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookie is used to store the user consent for the cookies in the category "Analytics".
cookielawinfo-checkbox-functional
11 months
The cookie is set by GDPR cookie consent to record the user consent for the cookies in the category "Functional".
cookielawinfo-checkbox-necessary
11 months
This cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookies is used to store the user consent for the cookies in the category "Necessary".
cookielawinfo-checkbox-others
11 months
This cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookie is used to store the user consent for the cookies in the category "Other.
cookielawinfo-checkbox-performance
11 months
This cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookie is used to store the user consent for the cookies in the category "Performance".
viewed_cookie_policy
11 months
The cookie is set by the GDPR Cookie Consent plugin and is used to store whether or not user has consented to the use of cookies. It does not store any personal data.
Functional cookies help to perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collect feedbacks, and other third-party features.
Performance cookies are used to understand and analyze the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.
Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.
Advertisement cookies are used to provide visitors with relevant ads and marketing campaigns. These cookies track visitors across websites and collect information to provide customized ads.