fbpx
Front-End Developer Nedir?   
Front-End Developer Nedir?   

Bilişim ve yazılım alanında gelişen teknolojiler ile farklı meslekler ortaya çıkmıştır. Bu mesleklerden birisi de front-end developer’dır. Bu noktada ise “front-end developer nedir?” konusu son derece merak edilmektedir. Bir web sitesinin ana sayfada yer alan tüm fonksiyonlarının çalışmasına olanak sağlayan web tasarım geliştirici front-end developer (Ön yüz tasarımcıları) olarak tanımlanır. Bunun yanı sıra bu developer’lar sistemsel ya da yazılımsal kısımlarının çalışmasına olanak sağlarlar.

Front-end developer’lar kısaca bir web sitesinin kullanıcıya ulaşması için ön uç öğelerinin tasarlanması ve kodlanmasında görev alan web sitesi geliştiricileridir. Bunun yanı sıra kullanıcı deneyiminin doğru, hatasız ve sağlıklı çalışması için yazılım geliştirirler. Web tasarım geliştiricileri arasında önemli bir yere sahip olan ön yüz tasarımcıları, web sitenin kullanıcının karşısına çıkmasında çok önemli bir role sahiptir. Bunun nedeni ise bir web sitesinin görsel düzenlemelerinin yer aldığı tasarım aşamasında kullanıcının web sitesi ile ilk tanıştığı kısmın yer almasıdır. Bu yazımızda, front-end developer hakkında merak edilen tüm detayları sizler ile paylaşacağız.

Front-End Developer Nedir Ne İşe Yarar?       

Web tasarım olarak da bilinen front-end terimi, bir web sitesinin etkileşime girildiği ilk alanıdır. Web sitesinde görev alan bu önyüz geliştiricileri arayüz tasarımı ve geliştirilmesinde sorumluluk sahibi olurlar.

Adobe XD, Photoshop, Sketch gibi tasarım programlarıyla birlikte HTML, CSS, JavaScript ve JQuery ile kod yazabilen alanında uzman web tasarımcılarıdır ve web sitesinin önyüzünün stabil kullanılmasını sağlarlar.

Front-end developer nedir sorusundan sonra ne işe yarar konusu da merak edilmektedir. Web sitesinin ön uç öğelerinin tasarlanması ve kodlanmasında görev alan web sitesi geliştiricileri olarak bilinmektedir. Bununa birlikte kullanıcı deneyiminin doğru, hatasız ve sağlıklı çalışması için yazılım geliştirmeniz gerekir. Bu noktada web sitesindeki hataları tespit ederek çözüm sunarlar. Ön yüz tasarımcıları tasarım alanında estetik bir gönüm sağlar. Bunun yanı sıra ön yüz geliştiriciler, görsel bileşenler üzerinde çalışırlar.

Front-End Developer

Front-End Developer Yazılımcı Görevleri Nelerdir?

Front-end developer’ların görevleri aşağıdaki gibidir:

  • Web sitesinin görünen yüzünün geliştirilmesini ve hatasız çalışmasını sağlamaları gerekir.
  • Kullanıcının URL adresi ile ulaştığı web sitesindeki tasarım; animasyon, font, renk ve genel geliştirmeleri düzenlemelidir.
  • İçerik yönetiminde etkin bir şekilde rol oynarlar.
  • Gelişmiş kod yazılımında görev alır ve hataların tespiti için çeşitli testler yapmaktadır.

Ön yüz geliştiricileri bu noktada, yazı karakterleri, açılır pencereler, sliderlar, iletişim formları gibi tasarımsal işlemleri düzenlerler. Bu nedenle front-end yazılım geliştiricileri, JavaScript kütüphanelerinden biri veya daha fazlasını öğrenerek yukarıdaki sorumluluklarını başarıyla yerine getirmeye çalışırlar. Bunun yanı sıra Vue ve React gibi kütüphanelerini öğrenerek iş imkanlarını da artırırlar. 

Front-End Developer Kullandığı Yazılım Dilleri?  

Bir front-end developer’ın kullandığı yazılım dilleri aşağıdaki gibidir:

  • Eiffel, Object Pascal, Java, C# ve PHP, gibi nesneye yönelimli programlama (OOP),
  • JavaScript (JS),
  • HTML ve CSS,
  • VueJs,
  • Git,
  • LeetCode

Front-End Developer Yol Haritası Nedir?    

Front-end developer Yol Haritası, yazılım sektörüne giren veya girmeyi düşünen pek çok kişi tarafından takip edilir. Bu noktada, tekrar kullanılabilir; ölçeklendirilebilir ve sürdürülebilir bir kod yapısı öğrenmelisiniz.  Ayrıca ön yüz geliştirmek için bu yola başvuran pek çok kişi neleri öğreneceğini; hangi kaynaklara bakacağını ve nasıl bir yol izleyeceğini bilmemektedir. İlerleyebileceğiniz yol haritası ise aşağıdaki gibidir:

  • CSS, HTML ve JavaScript öğrenmeyle başlamalısınız.
  • Test etme, ulaşılabilirlik, performans, Next veya Nuxt (Server Side) gibi kavramlara hâkim olmanız gerekir.
  • TypeScript alanına yavaş yavaş geçebilir ve giderek daha fazla geliştirici alanlara yönelmelisiniz.

RDC olarak bu yazımızda, front-end developer hakkında merak edilenleri sizler ile paylaştık. Yazılım çözümlerimizden faydalanmak, ürün ve hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için sitemizi inceleyebilir veya bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Dikkatinizi Çekebilir: Yazılım Şirketleri Ne İş Yapar?

SQL Management Nedir?
SQL Management Nedir?

SQL Management (Structured Query Language), Microsoft tarafından geliştirilmiş olan bir veri platformudur. Türkçe’ye ise “yapısal sorgulama dili” olarak çevrilmektedir. Kullanıcıların veri tabanı işlemlerini hızlı bir şekilde yapmaları için kullandıkları bir alt dil olarak ifade edilmektedir. Bunun yanı sıra SQL Management nedir konusu da cevabı merak edilen bir konudur. SQL aslında bir veri tabanı yönetimi kavramı anlamına da gelir. SQL’in iki temel amacı ise verileri tasarlamak ve doğru bir şekilde yönetmek olarak bilinmektedir.

Microsoft SQL Server Management uygulaması verilerin bütünlük ve güven içerisinde depolanmasına olanak tanır. Bunun yanı sıra bu verilere aynı anda bir veya birden fazla kullanıcı erişebilir. Bununla birlikte SQL Server Management, kurumsal çaplı ve ilişkisel bir veri tabanı yönetimi sistemidir. Bu yazımızda, Microsoft SQL Management nedir konusu hakkında merak edilenleri sizler ile paylaşacağız.

Microsoft SQL Management Avantajları ve Özellikleri

SQL Management nedir konusu ile avantajları ve özellikleri de merak edilen konular arasında yer almaktadır. Bilgisayar ortamında saklanan ve işlenmemiş olan her türlü bilgiye veri adı verilir. Bilgisayarınızda var olan ve aklınıza gelebilecek her bilgi ise sistemde veri olarak tutulur. Bu verilere ise ihtiyaç duyduğunuz her an ulaşarak ve değişiklikler yapmanız mümkündür. Tam olarak bu noktada ise SQL’e ihtiyaç duyarsınız. Verilerin kendiniz için oluşturduğunuz kriterlere uygun olarak sunulmasına ise bilişim sektöründe sorgu adı verilir. SQL Management ile sorgu işlemleri oldukça kolay bir şekilde sürdürülmektedir.

SQL Management özelliklerinden bahsedecek olursak; işletmeler için kritik öneme sahip olan verileri şifreleme, verilere erişim sağlama iznine sahip olan kişileri gözlemleme gibi özellikleri vardır. Bununla birlikte gerekli görülen durumlarda erişim kısıtlamaları tanımlama gibi güvenlik özellikleri ile kullanıcılarına geniş kapsamlı bir denetim imkânı sunmaktadır. Yüksek kullanılabilirlik ve durum kurtarma özelliklerini tek bir çözüm altında birleştiren SQL Management, kullanıcılarına sunduğu hızlı yük devretme ve yük dengeleme desteği ile aksaklık sürelerini en aza indirir. Bunun yanı sıra güvenli bir veri akışı optimizasyonu da sunar.

SQL Server Management database alt yapısı ile çevrimiçi veya çevrimdışı her işleminiz için ilişkisel bir veri tabanı oluşturabilmeniz mümkündür. Oluşturduğunuz bu veri tabanı ile çeşitli tablolar oluşturarak verilerinizi oldukça kolay bir şekilde yönetebilirsiniz (listeleme, ekleme, silme, güncelleme).

SQL veri tabanı yazılımı ile veriler çok daha basit bir şekilde kategorize edilebilir. Aynı zamanda veri dağınıklığı da ortadan kalkmış olur. Bununla birlikte kullanıcı tarafından kategorize edilmiş olan veriler ise kullanıcının ulaşmak istediği her an kolaylıkla listelenebilmektedir.

Dikkatinizi Çekebilir: BİR YAZILIMCININ BİLMESİ GEREKEN PLATFORMLAR

SQL Server Management Studio Kullanımı       

SQL Server Management Studio, Microsoft ‘un geliştirmiş olduğu bir veri tabanı editörü olarak tanımlanabilir. T-SQL komutları kullanılarak verilerin üzerinde birçok farklı işlemin yapılmasına olanak tanır. Bu işlemler ise veri girme, veri düzenleme, rapor alma ve veri analizi gibi işlemlerdir. Ayrıca bir veri tabanı tasarlayarak veri tabanı oluşturmanız ve düzenlemeniz de mümkündür.

T-SQL (Transact- SQL), SQL Server Management Studio veri tabanı üzerinde kullanılan bir sorgu dilidir. Bu dil ile veri ekleme, sorgulama, değiştirme ve silme gibi işlemlerin gerçekleştirilmesi mümkündür. Ayrıca bir programlama dili olmasa da tıpkı programlama dillerine benzeyen bir alt dil özelliğine sahiptir. Diğer veri tabanlarında kullanılan dille de aynı özelliklere sahiptir.

RDC olarak bu yazımızda, SQL Management nedir konusu hakkında merak edilenleri sizler ile paylaştık. Yazılım çözümlerimizden faydalanmak, ürün ve hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için sitemizi inceleyebilir ya da iletişim kanallarımız üzerinden bizimle iletişime geçebilirsiniz.

POP3 ve IMAP Nedir?
POP3 ve IMAP Nedir?

Postane protokolü ve internet ileti erişim protokolü anlamına gelen POP3 ve IMAP, ileti erişim aracılarıdır. Bu aracılar, alıcının sistemine mesaj almak için tercih edilir. Mail ayarlarını telefon, bilgisayar ve tablet gibi cihazlardan denetlerken kullanılır. Peki POP3 ve IMAP nedir? POP3 nedir? POP3 nasıl çalışır? IMAP nedir? IMAP nasıl çalışır? STMP nedir? Yazımızda bu konular hakkında merak edilen detayları sizlerle paylaşacağız.

POP3 ve IMAP Nedir?

POP3 ve IMAP, mesajları posta sunucusundan alıcının sistemine almak için kullanılan protokollerdir. Aynı zamanda her iki protokol de spam ve virüs filtrelerinden sorumludur. Bu ileti erişim araçları temelde aynı işlem için kullanılsa da aralarında bazı farklılıklar bulunur. Mail ayarlarını düzenlerken hangisinin kullanılması gerektiğini iyi anlamak önemlidir. E-Postaları alırken cihazlar arasında sorun yaşanma olasılığı çok daha düşük olduğu için, kullanıcılar tarafından genellikle IMAP tercih edilir.

POP3 Nedir?

POP3 ileti erişim araçları arasında daha eski ve basit olanıdır. 1985 yılından beridir kullanılan bu araç, çeşitli güncellemelerle günümüze kadar ulaşmıştır. E-posta kullanıcıları tarafından hala kullanılan POP3, e-postaların herhangi bir sunucuda ön izlenmesine, silinmesine, aranmasına veya klasörde düzenlenmesine izin vermez. Sadece mevcut sunucudan e-postaları alma ve silme işlemlerini gerçekleştirir.

POP3 Nasıl Çalışır?

POP3’ün bir sunucudan e-posta alma işleminde çalışma adımlarını şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Alıcı ve posta sunucusu arasında bir bağlantı kurar.
  • E-posta istemcisi sunucudan istenilen e-postaları ve ekleri indirir.
  • Bağlantı cihaza kaydedilir.
  • Posta sunucusu e-postaları varsayılan olarak siler.
  • İstemcilerin çoğunu, cihaza kaydedilen e-postaların bir kopyasını kalıcı olarak veya belirli bir süre sunucuda tutacak şekilde yapılandırabilir.
  • İletim süreci tamamlanır.

IMAP Nedir?

IMAP, e-postaları almak için kullanılan ikinci iletişim aracıdır. POP3 aracına göre yeni olmasına rağmen daha çok tercih edilir. Belirli zaman aralıkları ile yapılan güncellemelerle zaman içerisinde daha da geliştirilmiştir. IMAP ile e-posta alma işlemi, yalnızca kullanıcının bir cihazda e-postayı açmasıyla gerçekleşir. Orijinal mesajın bir kopyası oluşturulur, orijinal mesaj sunucuda güvenli bir şekilde saklanır. Bu işlem tüm e-postalar için geçerlidir. Kullanıcı tüm e-postaları birden fazla konumdan birden fazla cihaza kolayca senkronize edebilir ve istediği zaman erişim sağlayabilir.

IMAP Nasıl Çalışır?

IMAP aracısının e-posta alırken izlediği adımlar şunlardır:

  • Bir istemci ve posta sunucusu arasında bağlantı kurar.
  • İstenen e-postayı getirir ve cihazda bir kopyasını oluşturur.
  • Mesajları arşivleme, silme, okundu olarak işaretleme gibi kullanıcı tarafından istenen faaliyetleri gerçekleştirir.
  • İletim süreci tamamlanır.

STMP Nedir?

STMP, basit posta aktarım protokolü anlamına gelir. Sunucular arasında e-posta alma ve gönderme işlemleri sırasında kullanılan bir TCP/IP protokolüdür. Bir istemci, gönderen sunucu ve alan sunucu sıralaması ile üç aşamalı bir işlem modelini kullanır. POP3 veya IMAP ile kullanılır. Bunun temel nedeni, sadece mesajları alıcı tarafında sıraya koyma faaliyetini gerçekleştirebilmesidir. Kullanıcının mesajları kaydedilebilmesi için IMAP ve POP3 ileti erişim araçlarına ihtiyaç duyulur. Kısaca e-posta kullanıcıları mesaj göndermek için STMP, mesaj almak için ise POP3 veya IMAP kullanan bir programı tercih eder.

Bu yazımızda POP3 ve IMAP hakkında merak edilen detaylar hakkında bilgiler vermeye çalıştık. Daha fazlası hakkında bilgi almak için diğer içeriklerimize göz atabilirsiniz. RDC Partner olarak internet, telekomünikasyon ve kurumsal sınıf çözümleri aracılığı ile yüksek kalitede dijital hizmetler sunuyoruz. Yazılım çözümlerimizden faydalanmak, ürün ve hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilmek için sitemizi inceleyebilirsiniz. İletişim kanallarımızdan birini kullanarak bizimle iletişime geçebilirsiniz.

POP3 ve IMAP Nedir?

Postane protokolü ve internet ileti erişim protokolü anlamına gelen POP3 ve IMAP, ileti erişim aracılarıdır. Bu aracılar, alıcının sistemine mesaj almak için tercih edilir. Mail ayarlarını telefon, bilgisayar ve tablet gibi cihazlardan denetlerken kullanılır. Peki POP3 ve IMAP nedir? POP3 nedir? POP3 nasıl çalışır? IMAP nedir? IMAP nasıl çalışır? STMP nedir? Yazımızda bu konular hakkında merak edilen detayları sizlerle paylaşacağız.

POP3 ve IMAP Nedir?

POP3 ve IMAP, mesajları posta sunucusundan alıcının sistemine almak için kullanılan protokollerdir. Aynı zamanda her iki protokol de spam ve virüs filtrelerinden sorumludur. Bu ileti erişim araçları temelde aynı işlem için kullanılsa da aralarında bazı farklılıklar bulunur. Mail ayarlarını düzenlerken hangisinin kullanılması gerektiğini iyi anlamak önemlidir. E-Postaları alırken cihazlar arasında sorun yaşanma olasılığı çok daha düşük olduğu için, kullanıcılar tarafından genellikle IMAP tercih edilir.

POP3 Nedir?

POP3 ileti erişim araçları arasında daha eski ve basit olanıdır. 1985 yılından beridir kullanılan bu araç, çeşitli güncellemelerle günümüze kadar ulaşmıştır. E-posta kullanıcıları tarafından hala kullanılan POP3, e-postaların herhangi bir sunucuda ön izlenmesine, silinmesine, aranmasına veya klasörde düzenlenmesine izin vermez. Sadece mevcut sunucudan e-postaları alma ve silme işlemlerini gerçekleştirir.

POP3 Nasıl Çalışır?

POP3’ün bir sunucudan e-posta alma işleminde çalışma adımlarını şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Alıcı ve posta sunucusu arasında bir bağlantı kurar.
  • E-posta istemcisi sunucudan istenilen e-postaları ve ekleri indirir.
  • Bağlantı cihaza kaydedilir.
  • Posta sunucusu e-postaları varsayılan olarak siler.
  • İstemcilerin çoğunu, cihaza kaydedilen e-postaların bir kopyasını kalıcı olarak veya belirli bir süre sunucuda tutacak şekilde yapılandırabilir.
  • İletim süreci tamamlanır.

IMAP Nedir?

IMAP, e-postaları almak için kullanılan ikinci iletişim aracıdır. POP3 aracına göre yeni olmasına rağmen daha çok tercih edilir. Belirli zaman aralıkları ile yapılan güncellemelerle zaman içerisinde daha da geliştirilmiştir. IMAP ile e-posta alma işlemi, yalnızca kullanıcının bir cihazda e-postayı açmasıyla gerçekleşir. Orijinal mesajın bir kopyası oluşturulur, orijinal mesaj sunucuda güvenli bir şekilde saklanır. Bu işlem tüm e-postalar için geçerlidir. Kullanıcı tüm e-postaları birden fazla konumdan birden fazla cihaza kolayca senkronize edebilir ve istediği zaman erişim sağlayabilir.

IMAP Nasıl Çalışır?

IMAP aracısının e-posta alırken izlediği adımlar şunlardır:

  • Bir istemci ve posta sunucusu arasında bağlantı kurar.
  • İstenen e-postayı getirir ve cihazda bir kopyasını oluşturur.
  • Mesajları arşivleme, silme, okundu olarak işaretleme gibi kullanıcı tarafından istenen faaliyetleri gerçekleştirir.
  • İletim süreci tamamlanır.

STMP Nedir?

STMP, basit posta aktarım protokolü anlamına gelir. Sunucular arasında e-posta alma ve gönderme işlemleri sırasında kullanılan bir TCP/IP protokolüdür. Bir istemci, gönderen sunucu ve alan sunucu sıralaması ile üç aşamalı bir işlem modelini kullanır. POP3 veya IMAP ile kullanılır. Bunun temel nedeni, sadece mesajları alıcı tarafında sıraya koyma faaliyetini gerçekleştirebilmesidir. Kullanıcının mesajları kaydedilebilmesi için IMAP ve POP3 ileti erişim araçlarına ihtiyaç duyulur. Kısaca e-posta kullanıcıları mesaj göndermek için STMP, mesaj almak için ise POP3 veya IMAP kullanan bir programı tercih eder.

Bu yazımızda POP3 ve IMAP hakkında merak edilen detaylar hakkında bilgiler vermeye çalıştık. Daha fazlası hakkında bilgi almak için diğer içeriklerimize göz atabilirsiniz. RDC Partner olarak internet, telekomünikasyon ve kurumsal sınıf çözümleri aracılığı ile yüksek kalitede dijital hizmetler sunuyoruz. Yazılım çözümlerimizden faydalanmak, ürün ve hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilmek için sitemizi inceleyebilirsiniz. İletişim kanallarımızdan birini kullanarak bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Dikkatinizi Çekebilir: EN İYİ PROJE YÖNETİM UYGULAMALARI

Darboğaz (Bottleneck) Nedir?
Darboğaz (Bottleneck) Nedir?

Darboğaz, geliştirilen bir projeyi durduran veya büyük ölçüde yavaşlatan sebeplerdir. Bu olumsuz durumlar daha yüksek maliyete, verimsizliğe ve gecikmelere neden olur. Bu terim bir şişenin şekli baz alınarak, sıvı akışını yavaşlatan en dar noktayı temsil eder. Aynı durum proje yönetiminde olumsuz bir durum yaşandığında da geçerlidir. Peki proje yönetiminde darboğaz nedir? Performansa dayalı darboğazlar nedir? Sistem tabanlı darboğazlar nedir? Darboğazlar nasıl belirlenir? Darboğaz nasıl kontrol altına alınır? Yazımızda bu konular hakkında merak edilen detayları sizlerle paylaşacağız.

Proje Yönetiminde Darboğaz Nedir?

Proje yönetiminde darboğaz, iş akışında gecikmelere neden olan herhangi bir tıkanıklık noktasıdır. Bu noktalar, sağladığı olumsuz koşullar nedeniyle projenin hızını yavaşlatır. Bir darboğazı ortadan kaldırmadan devam etmeye çalışmak, projeye zarar verir ve daha geç tamamlanmasına neden olur. Proje yönetiminde darboğazlar, performansa dayalı darboğazlar ve sistem tabanlı darboğazlar olmak üzere iki türdür.

Performansa Dayalı Darboğazlar

Performansa dayalı darboğazlar, proje ekibinin bir kısmının veya tamamının istenen performans düzeyine ulaşamadığında ortaya çıkar. Bu sorun, ekipteki kişilerin yaptığı hatalardan kaynaklandığı gibi, kaynak veya netlik eksikliğinden de ortaya çıkabilir. Performansa dayalı bir darboğazı çözüme kavuşturabilmek için ekiple konuşmak ve işi bitirmek için nasıl bir yol izlediklerini öğrenmek gerekir.

Proje yönetiminde performansa dayalı darboğaz sorununu çözmek için öncelikle bu sorunun neden kaynaklandığını bulmalısınız. Ekiple sürekli iletişim halinde olarak yardım etmeli, basit görevleri dışarıdan yaptırmalı ve ekip içinde daha iyi bir iletişim sağlamak için faaliyet göstermelisiniz.

Sistem Tabanlı Darboğazlar

Sistem tabanlı darboğazlar, eski ve yavaş bir sistemden kaynaklanır. Bu darboğazlar yavaş yazıcılar, manuel arşivleme sistemleri veya projenin gereksinimlerini tam olarak karşılamayan yönetim yazılımı gibi şeyler olabilir. Projenin iş akışını tekrardan düzenlemek ve iyileştirmek için yapmanız gereken, gereksinimleri tam olarak karşılayan ve yeni bir sisteme geçiş yapmak olmalıdır.

Darboğazlar Nasıl Belirlenir?

Proje yönetiminde dar boğazları belirlemek için, öncelikle bu darboğazın sistem tabanlı mı yoksa performans tabanlı mı olduğunu belirlemek önemlidir. Soruna çözüm getirebilmek için derine inerek bu soruna neyin neden olduğunu bulmalısınız. Darboğazı belirlemek için izlemeniz gereken 3 adımı şu şekilde sıralayabiliriz:

1. İş Süreçlerinin Haritasını Çıkarın ve Dar Boğazları Belirleyin

Projedeki tıkanıklık noktasını bulmak için tüm süreçlerin haritasının her zaman gözünüzün önünde olması gerekir. Süreçleri takip ederek hangi sürecin yavaş veya sorunlu bir şekilde ilerlediğini bularak tıkanık olan noktaları belirleyebilirsiniz. Bunun için iş yönetimi yazılımlarını kullanabilirsiniz.

2. Çözümleri Uygulayın

Darboğazlara neden olan tıkanıklık noktalarını belirledikten sonra, bunları nasıl ele alacağınızı belirlemesiniz. Yetersiz ekip nedeniyle yavaşlayan işler, istemci yanıt sürelerinin yavaşlığı, eski proje yönetimi yazılımları ve gereksiz işlerin tekrarlanması vb. Gibi sorunlardan hangilerinin olduğunu bulmalısınız.

3. Projenin Performansını Değerlendirin

Darboğazları yönetmek için belirli zaman aralıklarında projenin performansını değerlendirmeniz gerekir. Bunun için projenin ilerleyişini, süreçlerin kalitesini, hızını ve sağladığınız çözümleri kontrol etmelisiniz.

Darboğaz Nasıl Kontrol Altına Alınır?

Bir darboğazı kontrol altına almak için ekip üyelerini yeniden düzenlemek veya iş akışındaki tıkanıklığı gidermek için çaba göstermelisiniz. Darboğazı belirledikten sonra çözüme ulaşmak için bu nokta üzerinde durmalı ve gerektiğinde farklı çözüm yolları sağlamalısınız. Bir darboğazı tanımladığınız anda çözmeniz, projenizin daha az maliyetle ve hızlı bir şekilde tamamlanması için oldukça önemlidir.

Proje yönetiminde darboğazı ortadan kaldırmak için öncelikle bu nokta üzerindeki baskıyı azaltmaya çalışmalısınız. Ekibin motivasyonunu koruyarak sorunu çözmek için sürekli iletişim içerisinde olmalısınız. Bu duruma neden olan soruna daha geniş bir çerçevede bakarak çözüm yolları belirlemeli ve doğru zamanda doğru adımları atmaya önem göstermelisiniz.

Bu yazımızda proje yönetiminde darboğazlar hakkında merak edilen detaylar hakkında bilgiler vermeye çalıştık. Daha fazlası hakkında bilgi almak için diğer içeriklerimize göz atabilirsiniz. RDC Partner olarak internet, telekomünikasyon ve kurumsal sınıf çözümleri aracılığı ile yüksek kalitede dijital hizmetler sunuyoruz. Yazılım çözümlerimizden faydalanmak, ürün ve hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilmek için sitemizi inceleyebilirsiniz. İletişim kanallarımızdan birini kullanarak bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Dikkatinizi Çekebilir: BİR YAZILIMCININ BİLMESİ GEREKEN PLATFORMLAR

Flutter Nedir?
Flutter Nedir?

Mobil uygulama kullanımının yaygınlaşması ile bu gelişimi yakalamak isteyen şirketler mobil uygulama oluşturmaya yönelmektedir. Mobil uygulama geliştiricileri için birçok programlama aracı bulunur. Flutter, bu araçlar içerisinde en popüler olanıdır. Peki flutter nedir? Flutter ile mobil uygulama geliştirme avantajları nelerdir? Flutter teknolojisi ne işe yarar? Neden flutter öğrenmek gerekir? Yazımızda bu konular hakkında merak edilen detayları sizlerle paylaşacağız.

Flutter, Google tarafından oluşturulan açık kaynaklı bir mobil kullanıcı arabirimi çerçevesidir. Tek kod tabanı ile yerel bir mobil uygulama geliştirilebilmesini sağlar. Farklı platformlarda kullanılabilen uygulamalar oluşturmak için bir programlama dili ve bir kod tabanı ile işlemlerin yürütülmesini sağlar. Flutter iki bölümden oluşur. Bu bölümleri şu şekilde açıklayabiliriz:

1. Yazılım Geliştirme Kiti (SDK):

Yazılım geliştirme kiti, uygulamalarınızı geliştirmenize yardımcı olacak araçlardan oluşan bir koleksiyondur. Kodunuzu yerel makine kodunda derlemek için kullanacağınız araçlar da yazılım geliştirme kitine dahildir.

2. Çerçeve (Widget’lara dayalı kullanıcı arabirimi kitaplığı):

Geliştirmek istediğiniz uygulamaların gereksinimlerine göre özelleştirebileceğiniz, yeniden kullanılabilir kullanıcı arabirimi ögeleri (düğmeler, metin girişleri, kaydırıcılar vb.) koleksiyonudur.

Flutter ile Mobil Uygulama Geliştirme Avantajları Nelerdir?

Flutter ile mobil uygulama geliştirmenin avantajlarını şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Tek kod tabanı kullanıldığı için mobil uygulama geliştirme maliyetleri önemli ölçüde azalır. Aynı şekilde uygulama geliştirme süreci hızlı bir şekilde gerçekleştirilir.
  • Flutter’da diğer çerçeveler gibi etkileşim kurmak için bir köprüye ihtiyaç duyulmaz. Diğer çerçevelerde kullanılan bu köprüler performans sorunlarına neden olur. 
  • Flutter’da “çalışırken yeniden yükleme” özelliği bulunur. Bu özellik değiştirilen kodun uygulama çalışırken hemen yeniden yüklenmesini sağlar. Bu sayede geliştiricinin kodu hızlıca değiştirmesine ve sonuçları gerçek zamanlı olarak görmesine imkân tanır. Bu durum kullanıcı arabirimleri oluşturmayı, yeni özellikler eklemeyi ve hata düzeltmeyi basit bir hale getirir.

Flutter Teknolojisi Ne İşe Yarar?

Flutter teknolojisi, mobil uygulama geliştirmede hem iOS hem de Android’de çalışabilen uygulamaları geliştirmeye yardımcı olur. Ayrıca uygulamanın farklı platformlarda başlatılması için harcanan zaman ve paradan tasarruf sağlar. Flutter ile mobil uygulama geliştirme oldukça kolaydır. Widget’ların ve hazırlanan arayüzün Google tabanlı olması, yüksek performans sağlayan grafik motoru Skia’nın kullanılması, az kod ile çok verim alma ve tüm değişimleri ön izleyebilme Flutter teknololojisinin en önemli özellikleri arasında yer alır.

Neden Flutter Öğrenmek Gerekir?

Flutter diğer çerçevelere göre biraz daha yeni bir teknoloji olmasına rağmen, kısa süre içerisinde mobil uygulama geliştirmede kullanılan en popüler çerçeve haline gelmiştir. Geliştiricilerin Flutter’ı seçmesinin en önemli nedenlerinden bazıları şunlardır:

  • iOS ve Android ortamlarda aynı kod tabanını kullanmak, zaman ve kaynak bakımından tasarruf sağlar.
  • OEM pencere öğelerine erişilmesine ve daha fazla kod kullanımına gerek kalmadan yerel mobil uygulamalar oluşturmaya yardımcı olur. Uyumluluk sorununu ortadan kaldırarak test için harcanan zamanı en aza indirir.
  • Bir flutter uygulaması, yerel bir mobil uygulamaya göre daha yüksek performans gösterir.
  • Flutter ile aynı kod tabanı kullanılarak farklı işletim sistemlerinde kullanılabilen uygulamalar geliştirildiği için maliyet yarıya düşer.
  • Flutter diğer çerçevelere göre oldukça gelişmiş bir kontrol performansı sağlar.

Bu yazımızda flutter teknolojisi hakkında merak edilen detaylar hakkında bilgiler vermeye çalıştık. Daha fazlası hakkında bilgi almak için diğer içeriklerimize göz atabilirsiniz. RDC Partner olarak internet, telekomünikasyon ve kurumsal sınıf çözümleri aracılığı ile yüksek kalitede dijital hizmetler sunuyoruz. Yazılım çözümlerimizden faydalanmak, ürün ve hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilmek için sitemizi inceleyebilirsiniz. İletişim kanallarımızdan birini kullanarak bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Dikkatinizi Çekebilir: MOBİL TEST YAPMANIN GETİRİLERİ NELERDİR?

Wireframe (Şema Tasarımı) Nedir?
Wireframe (Şema Tasarımı) Nedir?

Türkçede “şema tasarımı” anlamına gelen wireframe, yapısal düzeyde bir web sitesi tasarlamanın bir yoludur. Web sitesinin gereksinimlerini karşılamak için içeriği ve işlevselliği düzenlemek amacıyla yaygın olarak kullanılır. Kullanıcı deneyimi anlamına gelen UX (User Experience) ve kullanıcı arayüzü anlamına gelen UI (User Interface) açısından oldukça önemlidir. Wireframe, görsel tasarım ve içerik eklenmeden önce bir web sitesinin temel yapısını oluşturmak için geliştirme sürecinin başında kullanılır. 

Low-Fidelity ve high-fidelity olmak üzere iki tür wireframe vardır. Peki low-fidelity nedir? High-fidelity nedir? Wireframe tasarımında detaylar nasıl belirlenir? Wireframe elemanları nelerdir? Wireframe kullanımı nasıldır? Wireframe araçları nelerdir? Yazımızda bu konular hakkında merak edilen detayları sizlerle paylaşacağız.

Low-Fidelity

Low-Fidelity, web sitesindeki basit detayları kapsar. Bu tasarımlar, gelecekteki bir ürün için ilk izlenimlerdir. Ekip üyelerinin tasarım fikirlerini ve kavramlarını değerlendirmelerine yardımcı olan oluşturma hızı ve tasarımın basitliği en önemli low-fidelity özellikleridir. Ürün ekibinin belirli bir yaklaşımı benimsemeden önce tasarım fikirlerini ve kullanıcı akışlarını test etmesine olanak tanır.

High-Fidelity

Hihg-Fidelity, ürün tasarımının son aşamasına çok yakındır. İçerik, görsel stiller ve animasyonlu geçişler gibi özelliklerle, ürünün tamamlanmaya yakın görünmesini ve çalışmasını sağlamak için yardımcı olur. Tasarımlar; yüksek piksel, üretime hazır ve etkileşimli prototiplerle gösterilir. Bu tasarımlar dijital prototip oluşturma veya kodlama araçları kullanılarak oluşturulur.

Wireframe Tasarımında Detayların Belirlenmesi

Wireframe tasarımında detaylar belirlenirken öncelikle ürünün detay ölçeğinin belirlenmesi gerekir. Şema tasarımının kimlere hitap edeceğini ve ne amaçla sunulacağını belirlemek önemlidir. Sonrasında fikirlerin netleştirilmesi ve tasarımın ihtiyaçlarının belirlenmesi için low-fidelity uygulanmalıdır. Ayrıca gereksinimlere bağlı olarak, yüksek detaylı tasarımlar için high-fidelity kullanılmalıdır.

Wireframe Elemanları Nelerdir?

Wireframe elemanları; bilgi tasarımı (information design), navigasyon tasarımı (navigation design), ve arayüz tasarımı (interface design) olmak üzere 3’e ayrılır. Bu kavramları şu şekilde açıklayabiliriz:

  • Bilgi Tasarımı: Bilgilerin anlaşılmasını kolaylaştıracak şekilde yerleştirilmesini ve öne çıkarılmasını sağlayan sunumdur.
  • Navigasyon Tasarımı: Kullanıcının web sitesinde veya uygulama içerisinde sayfalar ve ekranlar arasında hareket etmesini sağlayan ekran araçlarını sağlayan tasarımdır.
  • Arayüz Tasarımı: Kullanıcıların sistemin işlevselliği ile etkileşime girmemesini sağlayan arayüz elemanlarını kapsar.

Wireframe Kullanımı

Şema tasarımı, geliştirilen projede ekibin doğru kararlar alması, UX ve UI çalışmalarını eksiksiz bir şekilde yürütebilmesi için kolaylıklar sağlar. Wireframe kullanımının sağladığı avantajları şu şekilde sıralayabiliriz:

1. Ürün fikirleri ekipler tarafından daha kolay ifade edilir ve anlaşılır bir hale gelir. Ürüne dair fikirler yorumlama olmadan sunulur, böylelikle proje yönetimi kolaylaşır.

2. Geri bildirimler ile düzeltmeler sağlanır. Son kullanıcılar, tasarım ekibi, geliştirici ekibi ve sponsorlar ürünün gelişim aşamasını gözden geçirerek geri bildirimde bulunurlar. Bu sayede ürün daha tamamlanmadan gelişim aşamasında eksiklikler giderilir ve iyileştirmeler yapılır.

3. Özellikler ve gereksinimler netlik kazanır. Wireframe, sayfa ve ekranlarda sunulması gereken bilgiler ve bu bilgiler arasındaki akışlar için öncelik sırası oluşturmayı sağlar. Bu sayede kullanıcılar ve işlevsellik kolayca analiz edilebilir, ürüne en uygun olan tasarım yapılabilir.

Wireframe Araçları

İnternette şema tasarımı için kullanabileceğiniz birçok araç bulunur. Yaygın olarak kullanılan wireframe araçlarını şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Sketch
  • Adobe XD
  • Figma
  • UXPin
  • MockFlow
  • Justinmind

Bu yazımızda wireframe (şema tasarımı) hakkında merak edilen detaylar hakkında bilgiler vermeye çalıştık. Daha fazlası hakkında bilgi almak için diğer içeriklerimize göz atabilirsiniz. RDC Partner olarak internet, telekomünikasyon ve kurumsal sınıf çözümleri aracılığı ile yüksek kalitede dijital hizmetler sunuyoruz. Yazılım çözümlerimizden faydalanmak, ürün ve hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilmek için sitemizi inceleyebilirsiniz. İletişim kanallarımızdan birini kullanarak bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Dikkatinizi Çekebilir: Yazılım Şirketleri Ne İş Yapar?